BSW ve FDP’nin az farkla yüzde 5 barajının altında kalmasıyla beraber iki köklü parti CDU/CSU ile SPD arasında bir koalisyon hükümetinin kurulması mümkün görünüyor.

İstanbul
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, 23 Şubat Pazar günü gerçekleşen Almanya genel seçimlerinin sonuçlarının ne ifade ettiğini, AA Analiz için kaleme aldı.
***
Pazar günü gerçekleştirilen Almanya Federal Meclisi için yapılan seçimlerin sonuçları ülke içinde olduğu gibi Avrupa’da ve dünyanın birçok ülkesinde merakla bekleniyordu. Zira Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip olan ve dünyada da gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) büyüklüğü açısından Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin’in ardından üçüncü sırada yer alan Almanya, küresel siyasetin önemli aktörlerinden biridir.
Seçimlere dair anketlerde, Friedrich Merz liderliğindeki Hıristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin yüzde 30 civarında oy oranıyla birinci parti olması ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin de yaklaşık yüzde 20 oyla ikinci parti olması bekleniyordu. Seçimlerin kesin olmayan sonuçlarına göre AfD’nin bir önceki seçime oranla oylarını iki kat artırarak yüzde 20 hedefine ulaştığı görülüyor ki aşırı sağcı bu partinin ulaştığı oy oranı Almanya açısından bir skandal anlamına geliyor. Zira Fransa, İtalya ve Avusturya gibi Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde aşırı sağcı partiler yüzde 20’lere hatta yüzde 30’lara ulaştığında Almanya kendisini Avrupa’nın sigortası olarak sunuyordu. Bugün ise aşırı sağcılar Alman siyasal sistemini ciddi şekilde tehdit etmeye başladı.
Bu tehdit, seçimler sonrasında koalisyon hükümetlerinin kurulmasının giderek zorlaşmasında ve kurulan hükümetlerin de erken dağılmasında kendisini açık şekilde gösteriyor. Aşırı sağın yanında, koalisyon görüşmelerinde kapısı çalınmak istenmeyen aşırı sol partilerin de (Linke, BSW) oldukça yüksek oy almaları, geriye kalan partilerin koalisyon kurmasını zorlaştırıyor. Pazar günü yapılan seçimin sonuçları da neredeyse zorlu bir koalisyon dönemine yol açacaktı. Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin partisi (BSW) ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) barajı geçmesi durumunda üç partili koalisyon gerekecekti. Bu koalisyon muhtemelen CDU/CSU, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller arasında olacaktı. Özellikle CSU ile Yeşiller arasındaki görüş ayrılıkları ve karşılıklı sert açıklamalar düşünüldüğünde, böyle bir koalisyonun kurulması çok zor olacaktı.
Ancak BSW ve FDP’nin az farkla yüzde 5 barajının altında kalmasıyla beraber iki köklü parti CDU/CSU ile SPD arasında bir koalisyon hükümetinin (Grosse Koalition) kurulması mümkün görünüyor. Bu da Almanya’nın bir önceki döneme göre daha istikrarlı bir hükümete sahip olma şansını artırıyor. Seçimde birinci parti olan CDU/CSU, “şimdilik” aşırı sağcı AfD ile koalisyon kurmayı kesinlikle reddettiği için bu partinin koalisyon ortağı olarak herhangi bir hükümete girmesi ise mümkün görünmüyor.